Skip to main content

Dördüncü sezon öncesi tanıtım videoları yeni yeni bizimle buluşan kültleşmeye aday teknoloji dizisi Black Mirror ile henüz tanışmadıysanız, şimdi tam sırası!

Black Mirror, distopik bir kurgu. Her bölümü (çoğunlukla) farklı senaristler tarafından yazılıyor ve keza yönetmenlik koltuğunda da hep farklı isimler oturuyor. Fakat distopya dendiği için aklınızda klasik “kıyamet sonrası” dünya senaryoları belirdiyse orada durun işte! Günümüz dünyasının unsurları kullanılarak, ‘ufak’ sayılabilecek dokunuşlarla geleceğe uzanıyor Black Mirror.

Hafızaya dönük aparatlardan, yaşam standartlarına gönderme içeren enerji üretimi kavramına değin pek çok teknolojik fikir ve ufuk açıcı görüntülerin yanı sıra; geleceğin ve bilimin getirisi olan ahlaki ve etik ikilemleri de işliyor.

Dünyamızda arttırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik git gide güçlenirken dizide izlediğimiz ileri teknoloji, çok da uçuk gelmiyor böylece. Kurgu ve çekimler, gerçekçiliği ön planda tutuyor ve dizide de olsa insanların içlerinde bulundukları ahlakî gel gitler bu yüzden bizleri daha çok rahatsız ediyor.

Teknoloji, Buraya Kadar mı?

Black Mirror’ın insanda uyandırdığı tek his, tabii ki bu rahatsız edicilik değil. Mevcut teknolojilerimizin varabileceği noktaların ufuk açıcı bir formatta bizlere sergilenmesi, büyüleyici bir gerçeklik simülatörü içinde hissetmemizi sağlıyor. Bu büyüleyici gerçeklik ise her geçen bölümde aynı soruyu sormamıza sebep oluyor: Teknoloji, buraya kadar mı? Dahası ne?

Paralel Evrenler ve Sicim Teorisi

Charles Baudelaire’ın simülasyon kavramını ortaya koyuşunun üzerinden çok uzun zaman geçmedi. Fakat günümüzde bilhassa Elon Musk gibi isimler içinde bulunduğumuz dünyanın bir simülasyon olma ihtimali üzerinde kafa yoruyorlar. Bütün bunların haricinde, her bölümü birbirinden oldukça farklı dokuya sahip olan Black Mirror’dan bir son dakika golü geldi ve dördüncü sezon için yayınlanan videoda, tüm bölümlerin aynı evrende geçtiğinin sinyalleri verildi.

“Bu kadarı da olmaz!” diyecekken durup düşünmek lazım. Black Mirror, o kadar da ‘siyah’ olmayabilir mi?

Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 19 Ocak 2018 tarihinde yayımlanmıştır.