Skip to main content

Hack’in makbulü mü olur, diyenlerdenseniz sizi ‘Growth Hacking’ ile tanıştırabilir miyiz?

Bir startup veya devasa bir yatırım, ölçeği hiç fark etmez; elinizde bir girişim varsa internet aşaması da enine boyuna düşünülmeli. Bir şekilde, internet projesine başladınız ve ivmeli bir yükseliş hedefliyorsunuz her girişimci gibi. Ne yapacaksınız? Tabii ki ‘Growth Hacking’!

Temelinde online pazarlama yatan bu kavram, düşük bütçeli bir uygulama. Erken aşamadaki internet girişimleri için doğal olarak da bulunmaz bir nimet! Yanlış anlaşılmalara ket vurmak adına belirtelim: Günümüzde Facebook, LinkedIn, Twitter, Dropbox gibi dev şirketler de Growth Hacking uygulamasını gerçekleştiriyor.

Nedir bu Growth Hacking?

Basit bir örnekle konuyu açıklayalım. Twitter, çok net bir gösterge sağlar bize. Bu platform yayılmaya başladığında insanlar medyadan ya da arkadaşlarından bu siteyi duyarak bir şekilde üye olmuş. Daha sonra, fazla kullanmadıkları için hesaplarını unutmuşlar ve platformu ziyaret etmemişler. Bu sayının gittikçe artması üzerine bir çözüm geliştirmeleri gerekmiş.

Geriye dönük verilerin analiz edilmesiyle, kullanıcıların ilk kez üye oldukları dönemde ilgisini çeken kişileri takip eden üyelerin çok daha uzun süre aktif oldukları belirlenmiş. Sonrası, basit bir e-posta pazarlamasına bakmış: “Şu arkadaşınız da Twitter’da!”

Hâlâ ilk kez üye olduğunuzda karşınıza ilgi alanlarınıza dönük takip önerileri çıkarılıyor. Geçmişten bugüne, sağlam bir hamle. İşte hack’in makbulü de budur: Kullanıcı analizi, veri okuması, hedefe atış!

Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 25 Ağustos 2017 tarihinde yayımlanmıştır.