Skip to main content

Teknoloji konusunda dünyadaki gelişmeleri takip ederken; Türkiye’nin durumunu düşündüğümüz zaman aklımızda hep aynı soru belirir: Nasıl olacak bu işler? Temel manada “kodlama”dan, en üst boyuttaki “yapay zeka” teknolojisine değin; dünya standartlarında işler ortaya koymayı, hatta bazı alanlarda standardı belirlemeyi can-ı gönülden istiyor olsak da bu soruyu sormadan edemeyiz.

Özel bir araştırma şirketi de, 750 kişilik geniş sayılabilecek bir skalada bu soruyu sormuş. Görüşlerini derlemiş… Ortaya da ilginç sonuçlar çıkmış.

“İlle de ilkokul olsun!”

Çocukların teknolojiyle ne zaman tanışması gerektiğine dair sorulan sorunun cevabı, ağırlıklı olarak ilkokul olarak belirlenmiş. Buna rağmen, araştırmaya katılanların 10’da 7’si okullardaki teknoloji eğitimlerinin yetersiz olduğunu söylüyor.

“İnternete kim güveniyor?”

İnternete duyulan güven ise, oldukça düşük. Fotoğraf ve lokasyon dahil özel bilgileri internette paylaşırken iki kez düşünenlerin sayısı hayli yüksek! Her 10 kişiden yedisi kişisel bilgilerini internette paylaşmayı; altısı ise alışveriş sırasında kredi kartı bilgilerini paylaşmayı güvenilir bulmuyor.

Asıl şaşırtıcı sonuç ise, fotoğraf paylaşımında! Her 10 kişiden altısı, fotoğraflarını paylaşmak için bile interneti güvenilir bulmuyor!

Hâl böyleyken, fotoğraf paylaşım platformu Instagram’ın Eylül 2015’te 22 milyonu aşkın Türkiye kökenli kullanıcısı olması da kafada soru işareti yaratmıyor değil…

Hobi Olarak Gene Güvenme…

Özel hayatın gizliliği gibi konular, en sıradan yaşamlara sahip insanlar için bile önemli başlıklara sahipken; iş hayatının teknoloji ile kesiştiği noktalarda daha da önem teşkil ediyor. Firmaların gizlilik prensipleri, iş sözleşmelerindeki maddeler ve benzeri detaylar bu önemi oluşturan parçalar hâlinde.

Kişisel hayatta internete güvenmemenizi kimse size söyleyemez, siz hobi olarak gene güvenmeyin ancak ciddi yapılanmaları ve profesyonelce hazırlanmış sözleşmeleriyle personel yönetimi programlarına güvenmemek; kapıyı yaklaşan yeni dalga teknolojilere kapatmak anlamına gelmiyor mu?

Öyle ya, maaşları ve tazminatları hesaplamak için bile 2000’li yılların başından beri güvenilir online platformlar yok mu? İK süreçleri neden teknolojiye evrilmesin ki?

Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 2 Şubat 2018 tarihinde yayımlanmıştır.