İK sektöründe teknolojik, hele hele teknolojik yeniliğe dönük, strateji geliştiren profesyonellerin sayısı çok çok az. Teknolojiye dönük bir strateji geliştirmek için, dört adım yeterli oysa ki!
1- İhtiyaçları Belirle
Maslow’un ‘ihtiyaçlar hiyerarşisi’ni, her gün on saate yakın süre geçirdiğiniz bilgisayara veya iş yerine odaklamak zor. Fakat başlaması kolay. Bir ürünü müşteriye ilettikten sonrasını değil, ilk olarak kendi ihtiyaçlarınızı belirlemeniz gerekiyor. Bilgiye erişim yollarınızı, düzenleme metotlarınızı, çalışanların toplam ödül tablosuna nasıl aktarılabileceği konusunda her şeyi düşündükten sonra ikinci adıma geçebilirsiniz.
2- Bileşenleri Seç
İşten çıkıştaki kazanılan haklar veya sözleşmeleri gereği onlara takdim ettiğini yan haklar haricinde bazı unsurlar da vardır. Bunları gözden kaçırmamanız gerekiyor. Özellikle teknoloji üzerine çalışan / çalıştıran bir firmaysanız zaten fiziksel koşullar üzerinde kafa yormadan, adım atmayı aklınıza dahi getirmemelisiniz!
3- Unutma: Bir DeLorean’ın Yok!
Eğer bu bir senaryo değilse, ve hatta Geleceğe Dönüş senaryosu değilse, içinde bulunduğumuz ‘an’; bir daha gelmeyecek. Zaman çizelgesi planlamanız en elzem unsurlardan birisi. Bilgi size sunulmadan önce hangi işlemler tamamlanmalı? Bileşenler zaman çizelgesine tam olarak nerede ve nereden düşüyor? Hatta sürece marketing unsurlarını da dahil edin ve pazarlama dönemi için de bir çizgi çekin…
4- Age of Empires ile Ortak Noktanız…
Strateji oyunlarını hiç oynadınız mı? Kaynak yönetimini öğretme konusunda birebirdir! Evet, dördüncü adımımız “kaynakların belirlenmesi” üzerine. Dördüncü ve son adım. Haliyle bir yola çıkmadan önce fişten çıkarıp çıkarmadığınızı kontrol ettiğiniz bir ütü kadar, vanasının kapalı olup olmadığını önemsediğiniz su tesisatı kadar önemli. Şirketinizin sürdüreceği teknolojik yenilik dalgası nasıl entegre edilecek? Bir yazılım çözümü aracılığıyla veya bir paket halinde… Bunları belirlemek, platformların altyapısını hesap ederek gerçekleştirilecek bir süreçtir.
Bütün bu dört adım, aslında İK’nın teknolojiye ayak uydurmasının veya yeni bir teknolojik hamle yapmanızın da ötesinde. Bir işverenseniz, bu dört adımın aslında sizin firmanız için düzenlenen bir sınavda sorulan dört soru olduğunu kolayca görmüşsünüzdür.
Bu sınavın tek farkı ise şu: İstediğiniz sorudan değil, illâ birinci adımdan başlamanız gerekiyor!
Kolay gelsin…
Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 6 Ekim 2017 tarihinde yayımlanmıştır.