Hiçbir işimi ertelemeden günü gününe yaparak yaşayabiliyorum diyen biri herhalde yoktur, varsa da inanılması çok zor bir istisnadır. Bitmesi gereken işlerimizi en son güne, hatta son ana kadar erteler ve bundan da endişeyle karışık tuhaf bir haz alırız. O tuhaf haz yerini tamamen endişe ve huzursuzluğa bırakmadan ertelediğimiz işi yapmak da pek aklımıza gelmez.
Bu ilginç ama bir o kadar da sıradanlaşan döngüyü yaşamadan gününü geçirebilen insan çok az olsa gerek. Stanford Üniversitesi profesörlerinden John Perry “yapısal erteleme” fikri ile biz ‘erteleyiciler’e basit ama etkili olabilecek bir çözüm sunuyor. Yapılmayı bekleyenler listemizde en sonlarda yer alan ve önemsiz görünen şeyleri en başta yaparak diğer işlerimizi de zamanında bitirebileceğimize dair motivasyon yaratabiliriz.
‘Ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketler’ ya da ‘aylardır bekleyen işten önceki son gece’ sendromlarına yakalanmak istemiyorsanız, Perry’nin metoduna bir göz atmak işe yarayabilir.
Zamanınızı boşa harcıyormuş hissinden nefret ediyorsanız, üretkenliğinizin en düşük seviyede olduğunu bildiğiniz zamanları “ertelemek” için kullanabilirsiniz. Uçsuz bucaksız sınırsız bir erteleme yerine ‘planlı’ bir erteleme, hayat kurtarıcı olabilir.
Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 1 Aralık 2017 tarihinde yayımlanmıştır.
Umut Özbağcı
Datassist Bordro Servisi
Müşteri İlişkileri ve İş Geliştirme Yöneticisi