Geçtiğimiz günlerde Nature Biotechnology dergisinde yayımlanan, Nanyang Teknoloji Üniversitesi araştırmacılarının yeni buluşu; uzun vadede ciddi bir devrim niteliği taşıyor. Zira Singapur’daki araştırmacıların yarı-iletken polimer nano parçaçıcklar adını taşıyan bileşkesi, mevcut tıbbî tekniklerle tespit edilemeyen küçük doku bozulmalarını aydınlatarak görünür hâle getiriyor!
Kısaca YPN adını taşıyan bu bileşke; güneş ışığından, kızıl ötesine yakın ışıklardan ve cep telefonu ekranlarından dâhi enerji alıp depolayabiliyor. Vücuda enjekte edildiğinde ise, zarar gören dokuları uzun süre boyunca aydınlattığı ifade ediliyor.
Rakamlara döküldüğünde, bu ifadeler biraz daha netleşiyor.
Nano-bileşke, hasarlı dokuyu 6 dakikaya dek güçlü şekilde aydınlatırken; 6. dakika sonrasında parlama şiddeti yarıya inse de aydınlatmayı sürdürüyor. Eğer bileşke -20 derecede muhafaza edilirse, kor hâlini bir aya dek muhafaza edebiliyor. Âdetten olduğu üzere farelerde yapılan ilk deneylerin sonuçları, mevcut tıbbî tekniklere oranla 20 ilâ 120 kat daha hassas sonuçlar vermiş…
İşin asıl güzel tarafı ise, benzer tarama sistemleri metal bileşenlerden kaynaklı olarak çeşitli biyolojik tehlikeler içerirken YPN tamamen biyolojik ve vücutta çözünebilen bir yapıya sahip. Bu yönüyle de, nano teknolojiyi gerçek anlamda “sağlık” ile buluşturduğunu söylememiz işten bile değil.
Bütün bu güzel gelişmelerden üzülecek birileri de illâ ki vardır: İş hayatında, bilhassa sağlık anlamında, olumsuz gelişmeleri herkesten saklamayı tercih edenler için pek de iyi bir gelecek haberi olmasa gerek… Tabii, gündelik hayata yani herkesin kullanımına sunulması için çok uzun bir zaman geçmesi gerekeceğe benziyor.
Yani şimdilik, şirketinizin kullandığı İK programlarına sağlık raporu yükleyerek izin almaya (veya tam tersi prosedürü sürdürmeye) devam… Yoksa sizin şirketinizin henüz bir Personel Yönetimi Programı yok mu? Desenize, nano-devrim’den önce bir İK yapılanması uğramalı size!
Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 1 Aralık 2017 tarihinde yayımlanmıştır.