Skip to main content

Facebook’un Cambridge Analytica skandalı birçok kişiyi korkutmayı başardı. Peki Facebook’un yakalanmış olması ve suçun tekrarlanmaması için bir dizi önlemi uygulayacak olması içinizi yeterince rahatlatıyor mu?

Herkes sırtını yaslayıp bir oh çekmek ister, ama durun, daha bunun Google’ı var, Whatsapp’ı var, Instagram’ı var. Kişisel bilgilerimizi saklayan ve kullandığından emin olduğumuz çevrimiçi servisler saymakla bitmez. Hepsi bir yana neredeyse internet tabanlı tüm teknolojilerde uğrak noktalarımızdan olan Google ve servisleri bizim hakkımızda neleri biliyor hiç düşündünüz mü?

Ziyaret ettiğiniz web siteleri, izlediğiniz videolar, tıkladığınız reklamlar, konumunuz, cihaz bilgileriniz, IP adresiniz, e-postalarınız, kontak kişileriniz, fotoğraflarınız, dokümanlarınız, doğum gününüz, cinsiyetiniz, telefon numaranız… Saymaya devam etmeye gerek var mı? Bu kadar çok bilgiye sahip birikarşınıza geçip falınıza bakmaya yeltense, onun bir kahin olduğunu düşünüp korkudan bayılabilirsiniz. Oysa artık kimsenin kahin olmasına gerek yok. Sizin kendi hakkınızda bilmediğiniz birçok şeyi bile, sosyal medya servisleri ya da çevrimiçi herhangi bir araç bilebiliyor.

Biri karşınıza geçip, bu hayattaki amacın nedir diye sorsa ona nasıl cevap verirsiniz? Ne alakası var diye düşünüyor olabilirsiniz, ama bu soruya günün birinde sizin adınıza cevap verebilecek verilerinizden ilham alan bir teknoloji çıkacak gibi görünüyor. Neyse ki şimdilik verilerimiz bizim kim olduğumuzu ve neyi amaçladığımızı anlamak için değil, bize reklam göstermek için kullanılıyor. Reklam görmekten başka ne işe yararız, bunu da bizim adımıza düşünecek birileri çıkacaktır elbette.

Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 20 Nisan tarihinde yayımlanmıştır.

Umut ÖZBAĞCI
Datassist Bordro Servisi
CIO