Çalıştığınız, yönettiğiniz ya da sahibi olduğunuz şirketin ürettiği sistemler, yazılımlar ya da ürünlerle şirketin organizasyon yapısı ve yönetim metotları arasında bir benzerlik hissettiğiniz oldu mu?
Bilgisayar programcısı Melvin Edward Conway, 1968 yılında gerçekleştirilen bir programlama sempozyumunda bir gözleminden bahsediyordu: “Sistemleri tasarlayan organizasyonlar, organizasyonun iletişim yapılarının kopyaları olan sistemler üretmek zorundalar.”. Daha sonra Conway Yasası olarak anılacak olan bu yaklaşım oldukça sağlıklı bir organizasyon/sistem örüntüsünü gözler önüne seriyordu.
Sistemleri üreten/tasarlayan şirket, departman ya da ekip gerek hiyerarşik olarak, gerekse işleyiş ve iletişim olarak ruhundan bir parçayı ürettiği sisteme de üflüyor. Başlangıçta organizasyondan çok farklı bir altyapı düşüncesi ile yola çıkılsa da günün sonunda ortaya çıkan ürün, organizasyonun yapısına uygun düşecek şekilde dönüşüyor.
Mimarideki Fark
Alt birimlere bölünmemiş bir yazılım ekibi monolitik bir mimari ortaya koyma eğilimi gösterirken; iş analizi, yazılım geliştirme, test, veritabanı gibi alanlarda alt birimlere bölünmüş bir ekip ise ortaya daha girift ve parçalı bir mimari ortaya koyuyorlar.
MIT ve Harvard Business School tarafından gerçekleştirilen araştırmalar da bu yasanın doğruluğunun kanıtı niteliğinde. Ürünün ya da sistemin yapısı ile organizasyonun yapısının uyumlu olmadığı durumlarda yaşanabilecek problemler yapılan çalışmalarda ortaya koyulmuş durumda.
En başta sorduğumuz soruyu bir kez daha hatırlatarak sistemlerinizi, ürünlerinizi ve yazılımlarınızı organizasyonunuzla bir arada değerlendirmeye ne dersiniz? Belki de sorun sandıklarınız sizi siz yapan şeylerin ta kendisidir.
Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 18 Ağustos 2017 tarihinde yayımlanmıştır.
Umut Özbağcı
Datassist Bordro Servisi
Müşteri İlişkileri ve İş Geliştirme Yöneticisi