Arkadaş ortamında, bilhassa güncel bir mevzu konuşulurken hemen akıllı telefonuna davranıp bahsedilen olayın videosunu veya fotoğrafını gösteren insanlara özeniyor musunuz? Peki ya size, gösterdikleri görsel materyalin büyük ihtimalle sahte olabileceğini söylesek?
İşte şimdi işin rengi değişti, değil mi?
Bazen hepimiz yapabiliyoruz böyle hataları. Ekranda gördüğümüz, güncel bir içerikle harmanlanmış bir görseli güncel sanabiliyoruz. Günceli geçelim, direkt o olaya ait olduğuna inanıyoruz! Oysa on yıl önceki başka bir olaya ait olabilir…
Geçtiğimiz günlerde Kadir Has Üniversitesi, Facebook ile bir işbirliği yaptı. Bu işbirliğine göre, Facebook’taki sahte içerikleri, yalan haberleri ve anlamsız görselleri artık Facebook’a bildirebileceğiz. Tabii, önce bunları tespit edebilmemiz lazım. Nasıl yapacağız?
-
Kaynağına ineceğiz
İlk olarak, paylaşılan bir içeriğin / haberin / görselin kaynağını sorgulamamız gerekiyor. Bir haber ajansı mı paylaştı? ‘Troll’ bir hesaptan mı dolaşıma sokuldu? Yoksa tamamen viral bir şekilde mi yayılıyor? İlk yapacağımız şey bunun tespiti olmalı…
-
Google’a soracağız
Google’ın, çok başarılı bir ‘görsel arama’ fasilitesi var. Görseli masaüstünden sürükleyerek görsel arama kısmına yerleştirip, sırtımızı geriye yaslıyoruz. Google, o görselin ilk olarak nerede kullanıldığını web sitesi adresiyle beraber bize sunuyor.
-
Screenshot’lara güvenmeyeceğiz
Ekran görüntüsü, her zaman aldatıcıdır. Basit birkaç photoshop girişimiyle, hiç atılmamış tweet’ler atılmış; hiç paylaşılmamış videolar paylaşılmış gibi gösterilebilir. Ekran görüntülerine hiçbir zaman aldanmayıp, direkt olarak kaynağına gidip kontrol etmemiz gerekir.
Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 13 Ekim 2017 tarihinde yayımlanmıştır.