Skip to main content

Arıların yok olmasıyla ilgili kültleşen sözü (veya önermeyi) hepimiz biliriz. Peki Türkiye’nin Çin’den sonraki en büyük ikinci üretici olduğu arıcılık sektöründeki problemlerin İK birimine ışık tutabileceğini biliyor muyuz?

Öncelikle belli başlı problemleri sıralayalım: Sahte ballar ve firmaların isim benzerliği (Anzer balına benzemesi için harf oyunu yapmak gibi).

Peki bu problemlerin kaynağı ne?

Sahte balın kökünde, şeker şurubu yatıyor. Arıların çiçekle buluşmasının masrafını ortadan kaldırmak isteyen arıcıların, şeker şurubuyla arıyı beslemeyi tercih etmesi bilinen bir yöntem. Çok nadir olarak ise, fruktoz ve aroma kullanarak arıları devreden çıkaran “üreticiler” de var.

Hâliyle yüzlerce çiçek dolaşıp, kendi meslek etiğine uygun olarak çiçek özleri keşfeden arılar tembelleşiyor.

İK bunun neresinde?

İK departmanının işe alım gibi survivor’ı andıran meşgalesinin haricinde, dönemsel analizlerle de uğraşmak zorunda oluşu herkesin malumu. Dönemsel analizin kökeninde ise, İK’nın da firmanın iş alanına hâkimiyeti yatar. Eğer iş alanına hâkim değilse, neyi nasıl ölçümleyebileceği veya analizinde dikkat etmesi gereken en kritik noktaları bilemeyecektir.

İK’cı neden iş alanına hâkim olmaz?

Bunun iki temel sebebi vardır. İlki, işe alınırken kendisine yeterli iş aktarımı yapılmamıştır. Sonrasında da şirketin hengamesinden ötürü bir türlü gerekli bilgilere vakit ayıramamıştır. İkinci sebep ise, İK’cının kendisinden kaynaklanır. Yetinmeyi biliyordur yahut işini sadece evrak işi sanıyordur. (Sahi, siz hâlâ evraklarla mı boğuşuyorsunuz? Online personel yönetimi yazılımlarıyla tanışmaya vaktiniz olmadı sanırız.)

Çözümü de çok basittir oysa ki. Ancak burada işin ucu işverene de dokunacaktır. Personelini, eğer işe başlatırken iş aktarımı eksik yapılmışsa, kendisini geliştirmesi için biraz dürtmesi; kurs vb. etkinlikleri takip ettirip o personelin kendisine yatırım yapmasını sağlaması gerekmektedir.

O hâlde, yüz puanlık uzmanlık sorusuyla yazıyı bitirelim:

Bir kavanoz bal mı daha ağırdır, bir kavanoz şeker şurubu mu?

Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 8 Aralık 2017 tarihinde yayımlanmıştır.