Skip to main content

Bu yazı Dünya Gazetesi’nde 4 Ağustos 2017 tarihinde yayımlanmıştır.

Bir self-servis İK yazılımı kullanıyorsanız, işe alımın ikinci aşamasında işiniz biraz daha kolay. Yani, şirkete yeni bir personel girişini ve onunla ilgili diğer yasal düzenlemeleri sizin yerinize üstlenen bir “arkadaşınız” var.

Peki ya işe alımda?

Belki doğrudan bilişime güvenemeyebiliriz fakat karakter testleri bize birazcık yol gösterebilir. Ancak değerlendirmesini gene IQ ve EQ’suyla ortak karar verebilen bizler yapacaksak; bu hususta bir rehbere ihtiyacımız olacak.

Kişisel farklılıkları belirlemekle işe başlayabilirsiniz.

Testin sonuçları zaten önünüzde olacak. İlk olarak, adayın başvurduğu pozisyonda gerekli kişisel özellikleri (hırs, sabır, nezaket vs.) taşıyıp taşımadığına göz atın. Bu, işin en kolay kısmı gibi görünse de yanlış değerlendirme ihtimalinizin de çok yüksek olduğu evresi…

Algılamadaki farklılıklar, geçiş evresi.

Alengirli sorulara verdiği cevapları analiz ederek devam edin. Algılamadaki farklılıklarını yorumlamanız için bu sorular biçilmiş kaftan. Olaylara farklı yönden mi bakıyor, bakış açısı kıymetli mi yoksa hiçbir şey anlamamış mı? Bu soruların cevabı, şirketiniz için büyük önem taşıyacak.

Final vuruşu: Önyargılar

Sorulara verdiği temkinli cevaplar, adayın önyargılarını da ortaya çıkaracak. Şirketiniz için çok da ölüm kalım meselesi olmayan ama karşı tarafın karakter profilini çizmenize yardımcı olan sorulara verdiği cevaplara göz atın. Çekimser mi kalmış, orta yolu mu bulmaya çalışmış yoksa züccaciyedeki bir fil gibi ortalığı mı dağıtmış? Bariz uçurumlar varsa, önyargılar da var demektir. Bu aşamada, son soru size geliyor: Peki siz, bir fili zapt edebilir misiniz?